Okumak benim için neredeyse yemek, içmek kadar hayata dair olan bir şey olmasına karşın, bugüne kadar hiçbir zaman yıllık okuma listesi yapmak gibi bir düşüncem olmadı. Üniversite yıllarında dönem müfredatı gereği okuma zorunluluğu olan birçok yayının yanında ekstra bir şeyler okumak neredeyse imkansız olduğundan aklıma liste fikri hiç gelmemişti. Mezun olduktan sonraysa sürekli iş hayatındaki yoğunluğumu bahane ederek bu fikirden uzak durdum. Bu sene 2016 yılı için kendime bir liste yapmaya ve okunacak kitap sayısı çıkarma karar verdim. Akıllı telefon uygulamaları sayesinde de bu listeyi takip etme, bir kitabı ne kadar sürede okuduğum gibi grafikleri takip edebileceğimi düşüyorum. Özellikle Goodreads uygulaması son güncellemeler sonrasında gerçekten çok faydalı oldu.
13 Aralık 2015 Pazar
18 Ekim 2015 Pazar
Yeni Kararlar vs. Mutluluk
Başlık tıpkı çocukken gittiğim atari salonlarındaki oyunlar gibi oldu... Bol dövüşlü bu oyunda kazanan bir oyuncu olur ve diğeri "knock out" ile ring dışında kalır kaybeden olur... Bu başlıkta da ikisinden biri yoluna devam edecek, ya da edecek mi?
Hayatta bazen yeni kararlar almak
insanı mutlu eder. Arkanda eskilerini bırakmış olduğunu bilirsin ve hissedersin
ki artık yeni maceralar için hazırsındır. Gerçekten de mutlu olabilmek için bu
kadar basit yollar izlemek insanın mutlu eder mi? Hayat bu kadar basit
olabilir mi? Gerçekten aldığı kararın mutluluğa ulaştıracağından bu kadar emin
olabilir mi insan?
Bu aralar bazı kararların
eşiğinde gidip geliyorum. Kafamın böylesine meşgul olması ne izlediğim filmden,
ne de okuduğum okuyacağım kitaplardan zevk almamı engelliyor. Keşke iki satır
yazıp içimdekileri döküversem de sonsuza dek mutlu olabilsem. Ama işte yetişkin
olmak böyle bir şey ne yazık ki… Öyle hop deyince sihirli bir dokunuşla
silinmiyor acılar, mutsuzluklar.
Bir kere bir şeyleri kaybedince yeniden toparlanması o kadar güç ki... Öylesine imreniyorum ki öyle her şeycikleri çabucak arkasında bırakıp yoluna daha güçle devam edebilen insanlara. Ben ne yazık ki hiç onlar gibi olamıyorum. Unutmuyorum, unutamıyorum canımı acıtan şeyler, kişileri.
12 Ekim 2015 Pazartesi
Bana Ama ile Başlayan Cümleler Kurma!
10 Ekim 2015, Ankara...
İnsanlığın, vicdanın karanlığa bir kez daha gömüldüğü kapkara bir gün... "Resmi" rakamlar 97 diyorken, ortalıkta gezinen söylentilerde 128 deniliyor diğer yandan. Okula ilk başladığımızda öğrendiğimiz şey olan rakamların bu söylemde her bir nefese, bir cana tekabül ettiğini bilmek... Rakamlar değil insanlar gidenler, katledilenler...
Derdi sadece barış olan insanlar... Sizden, bizden ya da ondan yana olmayan; sadece barıştan yana olan yüzlerce insan... 9 yaşında bir çocuğun ölümünün ama ile başlayan cümleler içerisinde meşru kılınması hangi vicdana sığabilir?
Çok çok üzgünüm... Üzgün olmak: Söyleyeceğim her bir kelime yüreğimden çıkıp dilime gelene kadar yapaylaşıyor, uzaklaşıyor, yabancılaşıyor.
22 Eylül 2015 Salı
İçimizdeki Deli Kadın'lara Dair...
Kadın'ın derdi çilesi bitmez bu düzen içerisinde, hiçbir zaman da bitmeyecek bu gidişle. Sistem, zihniyet değişmedikçe, insanlık kavramı akıllarımıza yerleşmedikçe; kadını ikinci sınıf, günlük hayatın merkezine oturmuş erkek-egemen ego'ya hizmet için yaratılmış bir varlık olarak görmeye devam edildiği sürece, kadınlar olarak yazarak var olmaya, hayatta kalmaya ve sesimizi bu şekilde duyurma çabasına devam edeceğiz.
Bizler deli kadınlar olarak, delirerek sistemin dışında kalacağız. Yaptığımız her aykırı hareketle deli yaftası yiyerek, tavan arasından bir adım daha çıkacağız.
Kendi kendine konuşmanın, delirmenin yeniden tanımı blog dünyasında artık ben de varım, hem de bir kadın olarak... Yaşlanma korkularım, sevdiğim kitaplar, takip ettiğim yayınlar, hissettiklerim ve yaşadıklarımla buralarda bir yerlerde olacağım.
Merhaba!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)